29 Kasım 2010 Pazartesi

Dekorasyonu Seven?



Evliliğe 6 ay kalmışken balayı programımız dışında en fazla düşündüğüm şey evimizi nasıl dekore edeceğimiz. Henüz nerede ya da daha doğrusu nasıl bir evde oturacağımızı bilemediğimiz için net kararlar vermem zaten mümkün değil ancak stil konusunda da ciddi kararsızlıklarım var.
Mesela dekorasyonda duvar kağıdı mı kullanmalıyım yoksa boya mı ya da her ikisi? Hatta duvarda asılı, beyaz, eski bir bisiklet olsa nasıl olur? Her an bir yere gidecekmişiz gibi, hayatın başında, genç bir çift olduğumuzu bize hatırlatan yaşayan bir şey...
Ana parçalar gri ve beyaza yoğunlaşsa ama renkli yastıklarımız, yemek masasının etrafında renkli sandalyelerimiz, kütüphanemizde rengarenk kitaplarımız olsa... Belki de Country tarzı olmalı? Ahşabın sıcaklığını Laura Ashley desenli tekstillerle kaynaştırırız...

Kafam ne kadar karışmış anladınız mı şimdi? :)
Neyse ki net fikirlerim de var;

Pastel tonları kullanarak evime giren herkesin huzura kavuşmasını istiyorum. Ne renklerden gözlerimiz yorulmalı ne de soğuk ve solgun görünmeli yuvamız. Yemek masamız uzun olmalı, aile ve dostlar bir araya geldiğinde soframız muhabbetimize eşlik etmeli. Uzun sohbetler, şen kahkahalar, tokuşan kadehlerin sesiyle çınlamalı ev dediğin, misafirler evin bir parçası gibi hissetmeli... Kahve faslı için koltuklara geçildiğinde yumuşak minderler, rahat yastıklar sarmalı vücudumuzu. Kimsenin ayaklarını uzatmaktan çekinmeyeceği geniş bir puf, sehpaymışçasına yayılmış olmalı salonumuzun ortasına. Üzerinde duran şık bir tepsi içinde çiçekler ve dergiler sunmalı bize. Koltukların yanında yel değirmeni şeklinde bir abajur sarı ışıklarını yaymalı, televizyonda siyah beyaz bir film, belki Casablanca oynamalı... Zaman zaman otantik zaman zaman modern olmalı bizim evimiz ama her daim sıcak.



Neden bunları yazdığımı soracak olursanız, fikirlerimi sizinle paylaşmak, sizin evlerinizden, odalarınızdan ilham almak istiyorum. Nasıl mı? Bir arkadaş toplantısında evinizde çekilmiş fotoğraflar vardır elbet. Belki bir bayram gününde ya da belki bir kahvaltı sofrasında... Bambaşka bir şey de olabilir elbette, sadece küçük bir detay, evinizde çok sevdiğiniz, sizin için çok değerli bir obje de olabilir.



Eğer bunları benimle paylaşmak isterseniz ben de teşekkürlerimi gönderilen fotoğraflar arasından yapacağım çekilişle 3 kişiye Home Art dergisi Aralık sayısını hediye ederek ileteceğim :) Fotoğraflarınızı meraklilokma@gmail.com adresime 18 Aralık 2010 Cumartesi gününe kadar bekliyorum. Göndereceğiniz mailler içerisinde isminizi ve adresinizi belirtmeyi unutmayın. Çekiliş sonucunu 18 Aralık günü blogumda yayınlayacağım. Eğlenceli fotoğraflarınızı bekliyorum :)

Önümüzdeki günlerde gelecek diğer sürprizlerden haberdar olmak istiyorsanız blogumun sağ tarafında yer alan İzleyiciler bölümüne kaydınızı yapabilirsiniz.

*Fotoğraflar http://www.ruemag.com/ adresinden alınmıştır.

Sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder