30 Aralık 2011 Cuma

Küçük Yılbaşı Lokmaları!

Yeni yılda aradığın ne varsa, ho ho ho :) ezgileriyle son iş gününü yaşadığımız saatlerde sevgili müdürümüzün de aşağıdaki güzelim kurabiyelerden getirmesiyle birlikte mutluluk seviyemiz zirveye ulaştı :)

2012 Cookie

Bunun üzerine ben de sizinle yılbaşı ruhunu yaşatmak için mutfağınızda kolaylıkla yapabileceğiniz minik Noel Baba şapkalı ıslak kek tarifini paylaşmak istedim. (Tarif Sweeth Tooth isimli blogdan, http://www.ericasweettooth.com/)

Noel Baba brownie

Malzemeler:
12-16 adet çilek
Vanilya-mascarpone kreması

Vanilya-Mascarpone Kreması:
Yarım çay fincanı oda sıcaklığında tereyağ
16 çorba kaşığı oda sıcaklığında mascarpone peyniri(büyük marketlerde bulabilirsiniz yoksa labne peynir kullanılabilir)
3 çay fincanı pudra şekeri (1 kutuya tekabül ediyor)
1 paket vanilin
1 tutam tuz

Islak Kek:
Brownie(Islak Kek) tarifi için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz. Portakal Ağacı'nda yayınlanan bu tarifi ben daha önce denedim ve çok beğendim. Siz de bu keki yaptıktan sonra varsa daire şeklinde bir kurabiye kalıbı yoksa likör veya shot bardağı yardımıyla küçük yuvarlaklar çıkartabilirsiniz.
http://www.portakalagaci.com/oburcuk/2006/04/en_gzel_islak_k.html

Yapılışı:
Tereyağı ve peyniri derin bir kabın içinde mikser yardımıyla homojen, hafif ve kremamsı oluncaya kadar karıştırıyoruz. Üzerine vanilin ve tuzu ekliyoruz. Ardından çay fincanına boşalttığımız pudra şekerini yavaş yavaş ekleyerek karıştırmaya devam ediyoruz. Yoğunluğunun ve tadının uygun olduğu noktada şeker eklemeyi bırakabilir veya az geldiyse biraz daha şeker ilave edebilirsiniz.

Kestiğimiz brownie dairelerinin her birinin üzerine bir tatlı kaşığı krema ekliyoruz. Üzerlerine de saplarını keserek dolgun taraflarını düzlediğimiz çilekleri oturtuyoruz ve içine gömülmesi için hafifçe bastırıyoruz. Çileğin sivri ucuna da minik bir top krema ekleyerek Noel Baba şapkamızın ponponunu tamamlıyoruz.

Küçük lokmaları afiyetle mideye indirmeden önce de yılbaşı ağacının önünde fotoğraflarını çekip arkadaşlarımıza hava atıyoruz! :)

Mutlu Yıllar!

28 Aralık 2011 Çarşamba

Yeni Yıl Stili

Bugün itibariyle 2011'i geride bırakmamıza sadece 3 gün kaldı. Evlilikle üzerime çöken tembelliği yeni yılla birlikte atmayı planlıyorum ve bloguma gerekli özeni sağlama dileğiyle blogland'e dönüşümü kutlayan yazıyı huzurlarınıza sunuyorum :)

Siz yeni yılı nasıl geçireceksiniz bilmiyorum ama benim 2011'e vedam ya evde pijamalarımla ya da arkadaşlarla ev partisiyle geçiyor olacak. (31 Aralık gecesi sokağa çıkacak kadar delirmediğimi söyleyebilirim.)

Eğer siz de evde ailenizle,arkadaşlarınızla ya da yalnız olacaksanız işe kendinizden başlayın. O gün içiniz de dışınız da güzel olsun ;)

Kırmızı enerji verir, yeşil de huzur. İkisini de paletinize katın ve o günü boyamaya başlayın. Ben boyamaya tırnaklardan başlıyor olacağım. Aşağıda nasıl yapacağınızı görebilirsiniz. (Bu ve bunun gibi güzel fikirler için Lauren Conrad'ın blogunda siz de harika saç ve makyaj önerileri bulabilirsiniz. http://thebeautydepartment.com/2011/12/nailed-it-2/#more-4859)
TBDlightbright

Kırmızı ruj tabi ki kaçınılmaz! Bol rimel ve güzel bir Adele'vari :) kalem ile makyaj işi tamamdır.

2011_10_adele-cosmo-uk

Gelelim ne giyeceğimize... Bu benim kendim için oluşturduğum kombinim. Sizler de yeni yıldan ne beklediğinizi düşünün ve 2012'ye en güzel halinizle merhaba deyin. Yeni yıla yeni amaçlar ve yeni umutlarla başlayın!

new year red



Sevgilerimle,

19 Temmuz 2011 Salı

Evlilik Hakkında

Ve evlendik...

Evlilik hazırlıkları telaşlı ama keyifli bir süreç. En sonunda aylardır hayalini kurduğumuz; duvar boyasından, havlusuna, tabaklarından, paspasına en ince ayrıntısıyla düşündüğümüz evi tamamlamanın haklı gururu ile zafer sarhoşuyuz :)

Benim gibi ailesinden pek de uzun zaman ayrı yaşamamış, "bir evin bir kızı" diye tabir ettiğimiz evlatlar derdimi anlayacaktır. Başta çok zor geldi herşey.

Ee tamam amacımıza ulaşmışız, herkes mutlu, düğün desen harika geçti, davetliler, aileler pek şen, biz sevinçten dört köşe... ama gece bittiğinde arabaya binip "kendi" evine doğru yola çıktığında bir burukluk yaşamamak elde değil. Hele ki ailenin de ne zorluklarla o gece sana "güle, güle kızım" dediğini biliyorsan...

Şimdi yavaş yavaş alışıyoruz hepimiz.
Çoğalmanın, daha büyük bir aile olmanın, yeni kardeşler, kuzenler, ablalar ve anne babalar edinmenin tadına varıyoruz hep beraber.
Hayata karşı daha güçlü, daha olgunuz artık.
Biliyoruz ki farklı yuvalarda yaşasak da "bir" kocaman aile olmuşuz.
Hep bir diğerini düşünen, paylaşan, mutlu bir aile.
Bundan sonra yeni katılacaklar olacak aramıza, gün geçtikçe daha büyüyeceğiz, sevgimiz de kartopu gibi büyümeye devam edecek.

Evlilik böyle bir şey işte sadece karı-koca olmak değil de aile olmak, bütünlük içinde hep birlikte yaşamak.

Güzel günlerde olduğu kadar, zor günlerimizde de birlik olmaya söz verdiğimiz ulu bir ormanın içindeyim artık...

Korunaklı, huzurlu, sevgi dolu...

Evlilik sürecinde bana destek olan aileme, dostlarıma bir teşekkür yazısı bu. Çektiğiniz kaprislerim olduysa affedin...

Ve beni tekrar yazmaya teşvik eden herkese teşekkürler. Bundan sonra daha sık yazacağım.

Sevgiler...

28 Şubat 2011 Pazartesi

Hayal Kurmak Bedava

Herkese merhaba!

Zor bir sabah geçiriyorum; itiraf ediyorum 7:30'da ofise vardığımda dayanamayıp yarım saat masamda iki büklüm şekerleme yaptım. Ayıp değil mi? Haklısınız ama gerçekten çok yorgunum. Artık bedenimin bana hükmetmeye başladığı bir dönemdeyim. Gözler kapanmak istediğinde kapanıyor, beynim durmak istediği noktada duruyor. Son bir ay içerisinde böyle günler yaşadım hatta bir tanesi arabamı öndeki suçsuz bayanın arabasına bizzat toslamakla sonuçlandı. Neyse ki trafik ışıklarında beklemekteydik, ben sanmıştım ki frene basmışım ama tam olarak basmamışım meğer :)

Neyse bunları okumaya gelmediniz tabi, benim size göstermek istediğim daha güzel bir şey var. Bu yorucu hayatta pozitif enerjimizi kaybetmeden kalabilmek için hayal kurmamız gerektiğine inanıyorum. Hepimizin hayatında zor, can sıkıcı, isyan ettiren dönemler oluyor biliyorum. Herkesin de farklı dertleri vardır eminim. Fakat gözlerinizi kapatıp düşünsenize bavulunuz arabanızın bagajında(Benim hayalimde arabam bir üstü açık arabaya da dönüşüyor), yola çıkmışsınız. Yanınızda kimi istiyorsanız o. Hava 24 derece ve güneşli, masmavi bir gökyüzü var üzerinizde. Tek telaşınız uçağı kaçırmamak üzerine, diğer herşeyi attınız bir kenara. Havaalanına girip duty free'de biraz alışveriş yapıyorsunuz. Güneş kremlerine ihtiyacımız olacak malum ;) Uçağınızı beklerken aromalı bir kahve içiyorsunuz, geniş koltuklarda güzel müzik dinleyerek en sevdiğiniz derginin sayfalarını karıştırıyorsunuz. Anonsla birlikte uçağa binip uykuya dalıyorsunuz. Gözlerinizi açtığınızda varmak istediğiniz "o" yerdesiniz!

Ben Vanuatu'dayım. Mavi yeşil suların olduğu ve kumsallarında atların özgürce koştuğu Ratua adasında...

Odamın verandasında tahta bir sedir var, üzerinde beyaz bir minder, akşamüstleri güneş batarken orada kitap okuyor olacağım.

Etrafımda sadece ağaçlar var, dalgaların sesi de uzaktan kuşların ve böceklerin sesine eşlik ediyor. Akşam olduğunda uzun bir sofra kuruluyor sahilde, Vanuatu yerlileri ateş yakıyor ve gitar çalıyorlar.



Ertesi sabah uyandığımda güneş tahtaların arasındaki boşluklardan kulübeme sızarak uyandıracak beni, kapıyı açtığımda yerde bir tepsi içinde egzotik meyvelerden oluşan kahvaltım duruyor olacak.

Tüm gün denizdeyim bugün, çıkmaya da hiç niyetim yok hayallerimin denizinden...

http://ratua.com.au/en/#/gallery

20 Şubat 2011 Pazar

Dugun Davetiyesi

Bu aralar haftasonlarim evimizin mobilyalarini secmekle geciyor...

Blogum acil durumda ilk kurtarilacaklar arasinda olsa da su anda yogun cevresel baski altindayim dolayisiyla internete girecek zamani yakaladigimda ya evlilik ya da dekorasyon bloglarini takip ediyorum.

Bugun kendime az da olsa vakit ayirabildigim icin sansli hissediyorum. Biraz kanepede pinekledim ve sonrasinda asagidaki dugun davetiyesi ornegini tasarladim. Tasarladim derken gelin ve damat illustrasyonu bana ait bunun disinda damask desenli cerceve bir blogdan alinti, sizinle paylasmak istedim ama malesef nereden aldigimi bulamiyorum. Google'da "wedding invitation templates" diye arattiginizda karsiniza cok hos seyler cikabiliyor. Gelin adaylarina duyurulur :) Biraz da photoshop bilginiz varsa davetiyenizi hem ucuza hem de size ozel detaylarla renklendirebilirsiniz.

Bu gelin-damat figurunu tasarlarken nisanlimin bir yurtdisi seyahatinden donerken bana getirdigi buzdolabi miknatislarindan esinlendim. Daha o zamandan belliydi yani bir gun evlilik teklif edecegi :)

Sorulariniz olursa dugun davetiyesi konusunda daha fazla yardimci olmaya calisabilirim. Umarim begenirsiniz!

dugun davetiyesi2

15 Şubat 2011 Salı

Chanel Makyaj Malzemeleri Aşkına!

Herkese kocaman bir günaydın!

Yaşıyorum ama düğün hazırlıkları beni alt etmeyi başardı sanırım.

Her yazamadığım gün için büyük bir vicdan azabı taşıyorum. Söz veriyorum daha sık yazmaya başlacağım yine :)

Aşağıdaki videoyu ilk gördüğümde makyaj çantamın içindeki kozmetiklerin ben yokken bu şekilde hareketlendiklerini hayal ettim :) Çok sevimli olmaz mıydı? Hele hepsi böyle Chanel olsaydı, daha ne isterdim ki?

25 Ocak 2011 Salı

10 Milyon B(al)oncuk

Bu başlık da ne mi?

Chanel Couture defilesinde kullanılan boncuk adedi!
Anlayacağınız Lagerfeld eteğindeki boncukları dökmüş :) Sıkılmış defilelerin monotonluğundan pastele boyamış tualini... Kızlara da birer babet giydirip yollamış podyuma. Özgürlük var, devrim var defilede.

Coco Chanel görse çok beğenirdi bu fikri bence, kadınlara pantolon giydirerek özgürlüğü veren bu cesur kadının markasına Lagerfeld de topuksuz ayakkabılarla yürümeyi öğretti.

Sanatçı Marie Laurencin'in tablolarından ilham aldığını söyleyen Lagerfeld, Laurencin'in tavrını da almış sanki. Eserlerinin en karakteristik özelliğinin Kübizm'in maskülenliğine karşı bayanları tablolarında resmetmesi olan Fransız sanatçı gibi Lagerfeld de elbiselerin altına bile pantolon kombinleyerek başkaldırıda bulunmuş.

Buyrun seyredin :)

23 Ocak 2011 Pazar

Ruyalar Gercek Olsa...

Herkese Iyi Pazarlar!

Cok agir bir grip gecirdigim icin surekli yatar pozisyondayim. Tek yapabildigim sevgili bilgisayarimla bombos vaktimi doldurmak. Gezmedigim internet sitesi kalmadi desem yeridir. ASOS'un gonderim ucreti almadigini ogrenmemle birlikte tum urunlere donup donup baktigim internet sitesinde bir parca aklimda oyle cok yer etmis olacak ki dun gece ruyamda bu elbiseyi giyiyor ve tanidik tanimadik herkesten elbisemle ilgili ovguler aliyordum :)
Sizinle de hem ruyami paylasmak hem de ASOS'un bu guzel jestinin mujdesini vermek istedim.
Hemen siz de bir goz atin : www.asos.com

image4xxl

image2xxl

22 Ocak 2011 Cumartesi

Romantik ve Stil Sahibi Phillip Lim

Röportajlarını okuduğum tasarımcıların hepsine sorulan bir soru vardır. "Modaya olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?" Herkesten alınan cevap ise hemen hemen birbirine benzer, ya çocukluklarında oyuncak bebeklerine kıyafet dikmiş ya da annelerinin dikiş makinesinde ilk denemelerini yapmışlardır. Phillip Lim için ise durum biraz daha farklı gelişmiş.

Amerika'nın büyük mağazalarından biri olan Barneys'de haftasonları çalışmak için işe giren Lim, henüz bir portfolyosu bile yokken Katayone Adeli'nin yanında staj yapma şansını yakalamış. Sonrasında yeteneği fark edilen Lim tasarım ekibine katılmış. 31 yaşına geldiğinde ise yaşı ve adının bir araya geldiği 3.1 Philip Lim isimli markasını arkadaşı Wen Zhou ile birlikte yaratmış.

California'da büyüyen Lim şu anda New York'ta çalışıyor ve SoHo'da tek odalı bir evde köpeği Oliver (Fransız Buldog) ile yaşıyor. Hatta Oliver'ın modelliğini yaptığı bir köpek giyim koleksiyonu da bulunuyor.

Alexa Chung, Rachel Bilson, Diane Kruger, Helena Christensen gibi ünlülerin tasarımlarını bol bol giydiği Lim, 2011 Bahar/Yaz sezonu için hazırladığı koleksiyonla da gönülleri fethetti.

Zarafetiyle beğeni toplamak isteyen fakat olgun durmaktan kaçınan bayanlara uygun tasarımlar yaratan Lim'in son koleksiyonunda da şıklık detaylara gizlenmişti. Kullanılan ipek, organze, şifon kumaşlar ve yer yer kıyafetleri ışıldatan boncuklar Lim'in ne kadar ince bir zevke sahip olduğunu gözler önüne serdi.

phillim lim5

Nötral renklerin ağırlıkta olduğu defilede podyumda kullanılan dekorasyon söylenene göre Lim'in yatak odasında bulunan heykellerin birkaç beden büyüğüymüş. Fakat bunun sadece bir tesadüf olduğunu düşünmek doğru mu bilemiyorum çünkü heykellerin parçalanmış ve tekrar üst üste konulmuş hali Lim'in eteklerde kullandığı üst üste gelen geometrilerin ilham perisi olabilir diye düşünmeden edemedim.

phillim lim3

Renk paletinin deve tüyü, gri-kahverengi, pudra ve ten rengi tonlarında gezindiği defilede ara ara sürpriz yapan bebek mavisi ise umudu ve Lim'in Charlotte Gaingsbourg'un Dandelion şarkısından ilham aldığı ‘She walks crooked and paints her eyelids blue…dande-lion, I wanna go there too.’ dizelerini anımsatıyordu.

phillip lim

phillim lim4

Hiçbir abartı ve süsün yer almadığı defilede Lim'in çanta, gözlük ve ayakkabı tasarımları çok yerinde bir dozda izleyicilere göz kırpıyor, modellerin şıklığını tamamlıyordu.

Bana göre Lim'in başarısının sırrı, stil sahibi bayanların üzerlerinde ne taşımak istediklerini çok iyi anlayabiliyor oluşundan geliyor. Kıyafetleri, hem ofiste hem de ofis sonrası katılmamız gereken herhangi bir organizasyonda gereken şıklığı bizlere sunuyor.

phillip lim2

Asya kökenli Amerikan tasarımcıların herkesi şaşırttığı günümüzde Phillip Lim de Jason Wu, Alexander Wang gibi süper yeteneklerin arasında farklı tarzıyla adından söz ettiriyor. 2011 yılında şirket gelirlerinin 60 milyon doları bulması beklenen Phillip Lim markasının başarısı uzun süre devam edeceğe benziyor.

18 Ocak 2011 Salı

Yuvayı Dişi Kuş Yaparmış

Bu aralar kuşlara kafayı takmış durumdayım. Nerede üzerinde kuş olan bir ev eşyası görsem alır oldum. Son olarak Markafoni'den böyle bir tepsi ve Mudo'dan bir tablo aldım. Bakmaya kıyamazsınız! :) Sonra başka kuşlu ne bulabilirim derken aşağıdaki ürünlere rastladım. Gönderim derdi olmasa hepsini sipariş etmek isterdim...








17 Ocak 2011 Pazartesi

Midnight Express Vitrin Çalışması

İyi haftalar!

Yine uzun süredir ortalıkta yokum. Evlenme telaşı bambaşka bir şeymiş, hele ki kiracı olarak bir eve girmeyi planlıyorsanız emlakçılarla boğuşmaya hazır olun! Kontrat imzalama anında bile ortaya ne tür sorunların çıkacağına inanamazsınız. Artık ev tutmanın ipuçları diye küçük bir el kitabı bile yazabilirim sanırım :)

Neyse bunları geçiyorum, Cumartesi günü Bilgi Üniversitesi Moda Yönetimi öğrencileri olarak sevgili Banu Bora sayesinde süper bir deneyim yaşadık. Nişantaşı'nda bulunan güzelim Midnight Express mağazasını bize emanet etti ve vitrini yeniden tasarlamamızı istedi. Çığlıklar ve sevinç gösterileriyle mağazaya dört bir yandan saldırdık ve en beğendiğimiz parçaları bir araya getirdik. Sonrasında da ortaya aşağıdaki kareler çıktı. Bir hafta süreyle vitrin tasarımımızı görmek için mağazayı ziyaret edebilirsiniz. Aşkın ve Sevda'ya da buradan ayrıca teşekkürlerlerimi iletiyorum. Bize çok yardımcı oldular, alışveriş için yolunuz düşerse sizi de Midnight Express fanatiği yapacaklarına eminim!

Aşkın, Banu Bora ve Sevda



Geometrik ve renkli!

Michael Jackson Tarzı

Tüm ekip başarılı çalışmanın mutluluğuyla gülümsüyor. Cheese! :)

2 Ocak 2011 Pazar

2011 Yaz Trendlerine On Gozlem

Merhaba!
Inanin yaklasik 4 saattir gelecek yazin trendlerine ve onemli renklerine hakim olabilmek icin Ilkbahar/Yaz koleksiyonlarini tek tek inceliyorum. Hersey sizin icin sevgili okurlar! Onumuzdeki yaz gardrobunuzda one cikarmaniz gereken kiyafetleri secmenize yardim etmek istedim. Eee tabi merakli lokma olarak merakimi da gidermek istedim diyebilirim :)

Huzurlarinizda ilkbahar/yazin renk paleti...

Gokyuzunden Denizin Derinliklerine Mavi

Badgley Mischka, Elie Saab
Elie Saab
Emilio Pucci
Yves Saint Lauren, Etro
Elie Saab, Christian Dior

Bembeyaz

Temperley London, Calvin Klein
Dolce&Gabbana, Alberta Ferretti
Badgley Mischka, Alberta Ferretti
Chloe

Bej

Chloe, Alberta Ferretti

Elie Saab, Chloe

Cift Renk
Gucci, Etro

Emilio Pucci, DKNY

Siyah-Beyaz

Etro, David Koma

Vee Merakli Lokma'nin Favorileri...

Lanvin
Jil Sander
Emilio Pucci

Umarim begenmissinizdir! Yorumlarinizi bekliyorum... :)