23 Eylül 2010 Perşembe

Bir ülkeyi ne kadar özleyebilirsiniz?

Hayatımda bir kere gidebildiğim ama hiç unutamadığım bir yer Nepal...

Gezdiklerim, gördüklerim, aldığım kokular, renkler, herşey çok iyi çekilmiş resimler gibi hafızamda. Sanıyorum bir dini veya milli bayramda boşluk bulup gitmiştik ailemle, 3 gün kalacaktık. Gitmeden önce çok şey ifade etmiyordu bana, hatta havaalanına indiğimizdeki izlenimlerim de çok iç açıcı değildi. Uçakta tanıştığımız Türk çiftle sohbet etmeye başlamıştık, havaalanından çıktığımızda onları karşılayacak birileri vardı. Otellerini arkadaşlarının ayarladıklarını, dilersek kendilerine eşlik edebileceğimizi söylemişlerdi. Tahmin edersiniz ki Nepal'e giden Türk bir çiftle tanışmak çok sık rastlanacak bir durum değildi. Biz de bundan yararlanalım demiştik :)


Uçak Nepal sınırlarına girdiğinde Himayalar'ı izlemeye başlamıştık. Güneşle ışıl ışıl parlayan bembeyaz karla örtülü keskin tepeler... O kadar yüksek ki aralarından geçmek insana ayrı bir cesaret veriyor. Sanki uçan sizmişsiniz gibi... Aşağısı o kadar beyaz ve parlak ki gözlerinizi tamamen açık tutmanız mümkün değil.

Uçaktan inişinizle birlikte gerçek dünya ile tanışmaya başlıyorsunuz. Dünyanın en az gelişmiş ve en fakir ülkelerinden olan Nepal'in başkentinde iniş yaptığımız havaalanı bile fakirliklerinin resmi gibi karşımıza çıkmıştı. Tuğlalarla örülmeye çalışılan duvarlar muşambalar yardımıyla kapatılmıştı, üstümüzde de çatı değil de tahtalardan oluşan bir korunak vardı. Kathmandu'nun kış aylarında çok soğuk olabileceği düşünülürse havaalanında çalışanlar için şartlar çok zor. Ben ayak bastığımdan beri neler değişti bilemiyorum, umarım şu anda üstü kapalı bir havaalanları vardır.

Havaalanı çıkışında boynumuza asılan çiçeklerle karşılandık ve taksi ile otele doğru yol aldık. Otele geldiğimizde kapısı bile kapanmayan bir odaya yerlestirildik. Gördüğüm anda burada kalmayalım ne olur ifademle babama baktım. Durumdan o da rahatsız olmuş olacak ki bize yardım eden çiftten özür dileyerek, farklı bir otel bulmamız gerektiğini anlatmaya çalıştı. Akşama doğru güvenle uyuyabileceğimiz makul fiyatlı bir otel bulmuştuk. Şimdi internette araştırdığımda Crowne Plaza ve Hyatt Regency gibi birkaç iyi otel alternatifinin de bölgede bulunduğunu görüyorum.

Zorluklar ve hayal kırıklıkları buraya kadar, sonrası adeta bir masal. Gördüğünüz yapılardan etkilenmemeniz mümkün değil. İnsanları ise bambaşka bir ifadeye sahip. Acı mı boşvermişlik mi hüzün mü desem bilemiyorum, gözlerde hep aynı ifade... Çocuklarda bile... Size garipseyerek bakıyorlar, herkesi ayrı ayrı inceliyorlar. Yeryuzunun herhangi bir yerinde bu kadar olgun ayni zamanda guzel bakan çocugu bir arada gormemistim.



"Old Kathmandu City" olarak ifade edilen sehrin en eski yerlesim bolgesinde Durbar Square sokaklarinda yurudukce bambaska bir atmosferde oldugunuzu hissediyorsunuz. Oyma tahta ile suslenmis kapilar, damlar sizi hayrete dusuren en onemli ozellikleridir.



Gezilecek bir baska nokta ise Swoyambhunath tapinagi, gidip de kendinizi hangi dine inaniyorsaniz inanin yuce bir varliga yakin hissetmemeniz mumkun degil. Swoyambhunath ayni zamanda "kendinden yaratilmis" anlamina geliyor. Bulutlarin uzerinde sadece inanciniz ve siz bas basa kalmissiniz gibi... Korku degil huzur doluyorsunuz, rahatliyorsunuz ve akliniza, sahip olduklariniz icin sukretmekten baska bir sey gelmiyor. Orada tapinagin dort yanindan Buda'nin herseyi ve her yeri goren gozleri, buyuk beyaz bir yarimkurenin uzerinde bulunuyor. Dunyanin catisina cok yakin oldugunuzu hissediyor ve derinden anliyorsunuz. Bu tapinagin cocuklarin tanricasi Harati'ye atfedilmis oldugunu soylemeden gecemeyecegim. Cocuklar bu topraklarda cok cok degerli, gezerken sevimli bir cocugun basini oksamak Nepal halki tarafindan cok yanlis anlasilabilen ve tepki toplayan bir hareket olabilir. Dikkatli olunuz.



Benim soyleyeceklerim simdilik bu kadar, kac gundur Nepal hakkinda yazmak istiyordum. Bilgisayarin basina cok gec oturdugumdan burada kesmek zorundayim, malum yarin is guc var. Bu yaziyi okuduktan sonra Kathmandu'yu ziyaret edeniniz olursa, neyi ozledigimi siz de anlayacaksiniz. (Resimleri Deviantart'ta paylasan herkese tesekkur ediyorum, bizim cektigimiz resimler malesef film oldugu icin bilgisayara aktarmam mumkun olmadi. Umarim beni affederler.) Sevgiler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder